المدة الزمنية 5:26

Çok sayıda tekçi baro çoğulculuk anlamına gelmez. Cihangir İslam | Avukatlık Kanunu 08.07.2020

1 879 مشاهدة
0
96
تم نشره في 2020/07/09

NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; kısa bir anekdotla sözüme başlamak istiyorum. 96 yılında Van'da hekimlik yapıyordum. Van, Muş, Ağrı, Bitlis, Hakkâri bölgesi Tabip Odası Başkanlığı yaptım. O dönemi hatırladığımda -ki hepinizin hafızalarındadır- seküler ve laik gerilimi, toplumda çeşitli eksenlerdeki gerilimler ön plandaydı ve bizim önümüzde bir tabip odası seçimi vardı. Seçimi rahat alabilecek pozisyondaydık, üçte 2'den fazla bir çoğunlukla zaten seçimi aldık ama 5 yönetim kurulu üyeliğinin 2'sini muhalif arkadaşlara, diğer gruplardan arkadaşlara verdik yani onları kendi listemize aldık. Şimdi, burada bu baro meselesini konuşurken aslında beklediğimiz şey doğru; bu liste meselesi, tulum çıkartmalar tekçi bir yönetime doğru gidiyor, evriliyor; bu, bir problemdi ama bence düzeltilmesi gereken buydu. Yani çoğulcu bir yönetim ve başkan seçimi olmalıydı ama çok sayıda tekçi baro çoğulcu bir anlayış değil arkadaşlar, tek bir baronun çoğulcu olması veya bu meslek örgütlerinin bu şekilde her kesimden temsilciler taşıması önemli. Ne yazık ki hukukla ilgili, hukukçuları doğrudan ilgilendiren bir konuyu hukuken sakat bir işlemle yürütüyoruz. Sabahtan beri tartışmaların hepsini aşağı yukarı izledim. Arkadaşlar, sinirlenmek, öfkelenmek -insanız- bunlar zaman zaman başımıza gelebilir ama bunlar bir yasanın gerekçesi olmamalıydı yani yasalar toplumsal ihtiyaçları gözeten gerekçelere sahip olmalıydı, Anayasa'ya uygun olmalıydı, adil olmalıydı ve bu kamu niteliğindeki meslek kuruluşlarını demokratik ve çoğulcu bir yapıya götürmek hedefini gütmeliydi. Ben bir hekimim, bir hekim bakışı yaptım, şu yasayı bir inceledim, baktım; mesela, disiplin konusuna hiç el atmamışsınız Sayın AK PARTİ, Sayın MHP temsilcileri. Yani şimdi İstanbul'da 2 farklı barodan 2 avukat bir ihtilafa düşse hangi baronun buna bakacağı konusunda herhangi bir malumat yok. BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Var, var Sayın Vekilim. NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla) - Değerli arkadaşlar -disiplin olaylarına bakıyorsunuz- peki, 2 bin sınırında olan bir baro üye kaybetmemek için acaba disiplin konusundaki kararını ne yönde verecektir, bunun etkisi olmayacak mıdır? Bir barodan diğerine geçen avukat yeni bir sayfa açmış, sicilini sıfırlamış olarak mı geçecektir? Bunlar konusunda herhangi bir bilgi yok. Değerli arkadaşlarım, farz edin, bu yeni açılan barolardan bir tanesi kapandı, sizin koyduğunuz süre içinde de tekrar baro olma vasfını kazanamadı; ne yapacaksınız bu 1.900 avukatı, diğer barolara da gitmek istemeyen avukatları? Bunlar konusunda herhangi bir çözüm yok. Belli ki alelacele hazırlanmış bir yasa teklifi. En azından ben hekim aklımla size şunu söyleyebilirim: Bölmek konusunda kesin kararlıysanız en azından denetim ve disiplin meselesini bir merkeze bağlayabilir, tek bir merkezden götürebilirdiniz ama aceleniz buna da engel oldu. Ben sizin niyetinizi anlıyorum; artık, bu saatten sonra, bu baro örneği üzerinden rahatlıkla şunu söyleyebilirim: Siz yüzde 30, yüzde 40 oy üzerinden yüzde 50 ve yüzde 60 Parlamento çoğunluğunu sağlamanın hesabını yapıyorsunuz yani çoğunluk tahakkümünden azınlık tahakkümüne geçmenin bir anlamda provasını yapıyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, AK PARTİ Grubu ve AK PARTİ'yi destekleyenler ne yazık ki eleştiriden herhangi bir pay almıyorlar; tekçi anlayışa, baskıcı anlayışa ve sabit fikirliliğe devam ediyorlar. Bu yüzden, bana bu saatten sonra iktidar eleştirisi gerçekten çok anlamlı gelmiyor. O yüzden, benim çağrım muhalefete, muhalefet partilerine. Bu ülkede bir arada, eşitlik içerisinde, adalet içerisinde, demokratik bir şekilde, çoğulcu bir şekilde yaşama imkânımız var. Ve muhalefetin amacı bundan sonra ortak bir yaşamın yani bir arada yaşamanın formüllerini üretmek olmalı. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla) - Bir dakika, Sayın Başkan. BAŞKAN - Buyurun, toparlayın. NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla) - Çünkü iktidar cenahı, gerçekten hakikatin peşinde değil veya doğruyu eylemenin peşinde değil. Bir toplumsal sözleşmeden bahsediyorum; bir toplumsal sözleşme bir kira kontratı değil, bir alışveriş sözleşmesi de değil. Yani sadece kontrata uymaktan değil, saygı çerçevesinde, sevgi çerçevesinde, karşılıklı ihtiram çerçevesinde ortak bir sözleşmeden ve bu Meclise getirilen her kanunda "Biz gelince neler yapacağız?" bu şekilde kanunları bu millete deklare etmekten bahsediyorum. İktidarın tutumu ortada; daha önce eleştirilerime çok sinirlenmişlerdi ama son yaptıkları icraat, Beştepe önünde 15 Temmuz gazilerini dövmek oldu. Hepinize saygılarımı sunuyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

الفئة

عرض المزيد

تعليقات - 8